28 Aralık 2021

SEVİNÇ ÇALHANOĞLU. Dünya Yeniden ya da Ablalık Notları


Ben bir çocuk bakıcısıyım. Çocuk bakarken çocuk baktığımı unutuyorum. Çocuk bakarken çocuk baktığımı unuttuğumdan baktığım çocuk parkta beni bulup, “Sevinç,” diyor, “sana bir sorum var: Büyüyünce ne olacaksın?” Gözlerim parlıyor. Yeniden büyüyeceğim için heyecanlanıyorum. 

 

Köpekbalığı Yavruları*

 

Leyla’yı okuldan aldıktan sonra bindiğimiz trenle genelde dünyayı geziyoruz. Bugün evlerine vardığımızda salonda bizi koca bir okyanus bekliyordu. Hemen koltuğa kurulup balık tutmaca oynadık. Hayali oltamızı salonun orta yerine atıp çekiyor bir yandan da kamp alanımız olan yer minderlerinin üzerinde yiyeceklerimizi hazırlıyorduk. Sonra Leyla yüzmeye karar verdi, ben kamp alanında kaldım. Bir süre sonra yüzünde korku dolu bir ifadeyle geri gelen Leyla ileride köpekbalıkları olduğunu söyledi. Onlara zarar vermezse bize bir şey yapmayacaklarını söyledim. Isınmak için yaktığımız ateşi (buruşmuş kâğıt) aldı ve köpekbalıklarının olduğu yere doğru fırlattı. “Sanırım onları kızdırdım, kesin bize saldıracaklar, hadi kaçalım!” dedi. Saldıran kimse olmayınca beraber köpekbalığının olduğu yere yüzmeye karar verdik. Mutfağı yüzerek geçtik. Köşeye sıkışmış köpekbalıklarını görünce, “Aa,” dedim, “minik yavruları varmış bunun.” Minik köpekbalığı deyince Leyla’nın yüzünde bir yumuşama oldu. Köpekbalığının yavrularını sevebilmek için dönüp boşluğa, “Sana ateş attığım için özür dilerim, yavrularını sevebilir miyiz?” diyerek izin aldı. 

 

Sinekler*

 

Yatma vakti geldiğinde Adele’le kitap seçiyoruz. O akşam, hayvanlar hakkında şaşırtıcı bilgilerin olduğu kalınca bir kitap aldık elimize. Yatağa uzandık. Kitabın hepsini değil, ancak bir kısmını okuyabileceğimi söyledim. Adele şuradan şuraya diye işaret etti. Yılanlardan başlayıp su aygırına kadar okuyacaktım. Sineklerle ilgili bölüm (erkek sineklerin çiçeklere konduğu, insanları ısıranın dişi sinekler olduğu bilgisi) onu rahatsız etmişti. Türkiye’ye her gittiklerinde sineklerin hep onu yediğinden, ne yaparlarsa yapsınlar sadece ve sadece onu yediğinden dem vurdu. Camı açıyorlardı ve onu yiyordu, denize gidiyorlardı ve onu yiyordu, sofraya oturuyordu ve onu yiyordu. Yorganın altından ayaklarını çıkarıp sineklerin sıklıkla nerelerini ısırdığını gösterdi. Ne annesini ne de babasını böyle ısırıyorlardı. Bundan bıktığını, bu yüzden Türkiye’ye gitmek istemediğini söyledi. Onu sakinleştirmek için beni de hep ısırdıklarından ama geçen yaz kullandığım okaliptüs yağı sayesinde onlardan kurtulduğumu söyledim. Belki kendisi de bu yaz o yağdan sürerdi. Biraz sakinleştikten sonra ekledi: “Ama ya o zaman erkek sinekler beni çiçek sanırsa?”

 

 

Kitabın Sonu*

 

Linden’ın ödevlerini bitirmiş, okuldan aldığı kitabı okuyorduk: Wishing with pennies. Kitapta süs havuzuna sırayla para atıp dilek tutan hayvanlar vardı: Ayı, kaplumbağa, kaplan, fil, yarasa. Her resimde arkada bir de maskeli tilki görünüyordu. Herkes dileğini tutup gittikten sonra tilki gelip havuzdaki paraları topluyordu. Linden kitabın böyle bitmesine çok sinirlendi. Yeni kitaba geçmemize rağmen aklı o kitapta kalmıştı. Kitabı yeniden eline aldı, bir daha okumamı istedi. Bitirince kitabın eksik yazıldığını söyledi. Kitabı evirip çevirdi. Hâlâ kızgındı. Ona kitabı kendi yazmış olsaydı nasıl yazardı diye sordum. “Ben bir sayfa daha eklerdim, çünkü tilkinin kimsenin hayallerini çalmaya hakkı yok, onu cezalandırırdım,” dedi. 

 

 

 

 

 

 

 

*New York’ta ablalık yaptığım çocuklardan ilhamla yazmaya devam ettiğim Dünya Yeniden adlı kitaptan Cin Ayşe için seçtiklerim.

 

Cin Ayşe 16, ÇOCUK(LUK)

 

Hiç yorum yok: