Beni bir saatten ötekine
Bir dilden diğerine yolcu eden vapur sesi
Hep hazır
Onu oraya kimin koyduğunu soracağım
geçtiğim yerleri göstereceğim. ama kime?
Tren raylarında beklediğim
Biletler, jetonlar, kartlar gönderirdi.
Habersizce, kaçar gibi ortadan yok olurdu
Beni yalnız gönderirdi. Yalnız göndermeyi bildi.
Üzerinden geçtiğim hayalet kentler, kasabalar
Hepsini ezberledim. Bir onun yüzü yok
bir el duvar bana > Yedek adım: emanet /
bellek siliyor bazı şeyleri -iyi ki-
Karşılaşınca bakışından tanırdım
Konuşmadan birlikte yürürdük
Görmeyince unuturdum
bağlılık? Nasıl ki? Bu savurganlığın içinde
En iyisi olursam gözüne. Görünmem ki.
Beni kendinden alıkoyan. Yakında.
çıkıntı olmaya çekinirim.
Öyle uysal, evcimen. Göndermesin. Korkum içimde.
Kapıda bavulu. görünce. Hastalanırdım.
GENİŞÇE BİR DENİZ
GENİŞ TAA BULUTLARA KADAR. Nefesim kokusuyla dolu. Olabilirdi.
Ardımda. sıcaklığın. dalgaların. BİR ÇİMDİK HİSSEDİLMEYEN ÜLKESİ. acıydı.
BULUTSUZDU. ORADA kaldı.
GÜN DOĞMADAN YÜZÜMÜ YIKARDI ELLERİ. ÜSTÜM BAŞIM İÇİN UĞRAŞTI.
-BUNU YILLARCA SÖYLEDİ- SONRA BENİ ELLERİYLE BIRAKTIĞI. YOLCULUĞA.
HAZIR MIYDIM?
BUNUNLA İLGİLENMEZ O. Yalnız İşe gitmesi gelmesi
arkadaşları yediği içtiği parası biriktirdiği kendine hep
Sade ben cezalıyım. (kimsem?!)
Ben böyle böyle yerleştim içerlere. benden uzak olana yetişemedim.
Sorma. çok gezen çok kaybolur. her kayboluştan yeni biri.
Bağsız koparılmış kimselerin laneti bu
Kavuşmak da özlemek de dilde
Bir sarılmak yok şöyle, yanaktan öpmek yok
PENCEREDEN DIŞARLARA DOĞRU. Gördüğü de söylediği de.
Haah geldin mi?
geldim.
Bugüne. *Edith Piaf
CİN AYŞE 16, ÇOCUK(LUK)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder