dünyaya alışmaya buradan başlanır diyorlar
üçüncü dünya olması işimizi zorlaştırıyor
kapıyı sert kapatıp rahatlıyoruz
bunu ancak böyle bir dünyada yapabilirsiniz
gurbet de üçüncü dünya ülkeleri içindir
kapıyı arkadan kapatmak ve susmak en çok da
o kadar alınganım ki ağlarken yukarı bakıyorum
kiremitlerim üstünüze uçuyor benim
saçlarım düzgün uyanmıyorum
hiçbir şey değişmiyor, ben kendimden biliyorum
biz zaten hep kendimizden biliyoruz
her şey o bilgiyi genellemekle başlamadı mı
başlangıçta silahlar nereye doğruysa hala orada patlıyor
dil yaparken bunu biliyordunuz
güçlü olmak için zayıf dediniz
saklamak için fotoğraf falan
sahip olmadan önce daha az korkuyordunuz
karşı duvar yine vardı, dahası su alıyordu
doğruyla doğru değil uçlarından birleşti
gitmekle kalmak arasında bir delik açıldı
delikler dikine açılınca ben bile giriyorum
bunu görüp gitmekten vazgeçenler biliyorum
onlarla sabaha dek üretim araçlarından konuşuyoruz
hiçbir şey olmamış gibi uyanıyoruz sabahları
kimse o zaman sobada ekmek ısıtmıyor
külün bir tadı var çünkü gidemeyenler biliyor
içimde bir at öldü, hayvan gibi kokuyor
dosyalanmayan bir şey bu, kimse anlamıyor
baştan sayıyoruz hepi topu iki kişiyiz
hangi baştan saysak da iki kişiyiz
boyayı inceltip kalamayacağımı söylemeye geliyorum
yengelerin gücüne gittiğimi biliyorum
burada seni anmayı doğru bulmuyorum
savaştan çekilmek diyebilirsin yaptığıma
boyam dökülüyor benim, çok su alıyorum
Aydın garına hiç gitmedim ama biliyorum
gitmeden bildiğim başka yerler de var
yaban ormanında büyüyen biri için fazla toplumsalım
düz yürüyelim ama biz dik kazalım, olur mu
bin yıl yapalım bunu, hü çekelim
ilkel bir silahtır birinin elini tutmak, biz de yapalım
yetinmeyip ısıtalım, ısınmak ideolojiler üstüdür
sizin de desteğinizle bu kış zor geçti
davud çileli bir çocukluk geçirdi ve biz üzerinde durmadık
otobüs koridorunda uyutulmuş bile olabilir
bir şehirden diğerine gitmeyi öğrendi davud
kızım bak buraya, bu boşluk bir şey diyor
otuz yıl savaşları gibi uzun, gibi savaş bir sözcük gitmek
kimse giderken dans etmeyi düşünmüyor
her çağda, victoria ve barok’ta
kızım bak buraya bu boşluk su alıyor
fazla uzuyor bu boşluk, tırnakta morarma yapıyor
küçük ekran izlenmiyor bu boşluk, can sıkıyor
can sıkıntısı iyi nişancıdır ama yanımıza alamayız
bu bir kavimler göçü değil çünkü büyütmeyelim
son halimiz ektedir, bakın, gitmedik
kaldıkça alıştık suyun su olduğuna
aile özel baskısı yok sattı, karanlık yıllardı
kaşıya kaşıya kendimize alıştık, tırnaklarımızla alıştık
birinin haberi çıkmıştı dokuzuncu sayfada, gençtim
onun beni sevmemesine alıştık, birlikte yaptık bunu
kırk kemiğimiz birden kırıldı, her şey olmaya hazırdık
az şey mi her şey olmaklar, nasıl gidelim
sana başlamaktan daha çok değil
CİN AYŞE 16, ÇOCUK(LUK)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder