2 Mayıs 2023

LAL HİTAY. PERMÜTASYON/KOMBİNASYON -1- -2-


LAL HİTAY

PERMÜTASYON/KOMBİNASYON1

-1- 

PARANTEZ İÇİ 


Ölümden geri gelebilseydim eğer, bir elma

için geri gelirdim ve sadece ilk ısırık, ilk

parça ve damağa değen

tatlı serin tutam için, su kadar

yalın ve berrak.

 (1)

 

Kısık sesli hanım yatağa yaklaştı, elini Ouimet’in annesinin alnının üzerinden geçirip konuştu, ruhunun çekildiğini fark ettikleri anda elleriyle yüzünü yıkamışlardı, Rahip Eladi de kutsamaya vakit bulabilmişti. Üzerini değiştirmeleri zor olmamıştı, çünkü uzun süredir her şeyi hazır tutuyordu zaten, omuzlarının şekli bozulmasın diye yastıklı askıyla dolaba astığı elbisesini hep gösteriyordu onlara. Öldüğünde kendisini onlar giydirirse ayakkabı giydirmemelerini de tembihliyordu, çünkü ölülerin dünyaya döndükleri doğruysa, kendisi döndüğünde kimseyi rahatsız etmeden dönmeliydi… (2)



…Ölümden geri gelebilseydim eğer, ki isterdim-

bir elma için geri gelirdim

ve sadece ilk ısırık, ilk parça 

ve damağa değen tatlı serin tutam için.

Bir elmayla bir öpücük arasında

 

çok az bir fark var, arzuyla

arzunun lezzeti arasında

Sana tersini söyleyen olur-

sa yalancının tekidir, sessiz

çayırdaki bir yılan kadar kötüdür.

 (3)



 

(4)

Hayallerimin, bir akıntının yüzeyinde sürüklenircesine, belirsizce ilerleyişimin engellendiği, parçalandığı; uykuda olduğu gibi, merakın, doymazlığın, arzunun, sorumsuzluğun, kendiliğinden ve ilgisiz duyumlarıyla delindiği ve koparıldığı doğru. Fakat ben dibe inmek istiyorum; engin derinlikleri yoklamak… (5)

 

sözcüklerin de içinde döndüğü (alandayız)

gerçeğin etrafında fırıl fırıl dolanan halimizi diyorum

(parantez içinde aldıklarımız)

başka anlamlara gelmenin maliyetini azaltır.

 

 

her yerde seni aradım

(gelecekten dönüşü varsayıyoruz)

hakiki beyinler

olgun tarihçiler

oyalama üstatları

(bir anlamda) mutabık olmayı bekliyor

aranılan anlam, kişisel hediyelerin nerede saklandığı

anlam denilen, doğanın dönüştürdüğü düşlemeler

anlam, havuzun kenarın12da hileli taşlar

tensel uyum (anlam) sensörlü sansür

pencereden dolan ışık,

anlam belirsiz özellikler

 

(göz göze geldiğimizde)

 

yıkıcı şeylerin sonunu getirebilmeyi diyorum.

(6)





  1. Elma-Susan Stewart
  2. Güvercinler Gittiğinde-Merce Rodoreda
  3. Elma-Susan Stewart
  4. Laura Makabresku - The Tree - Self Portrait - 2017
  5. Virginia Woolf-Yaşam Bir Düştür, Uyanmak Bizi Öldürür
  6. Her Yerde Seni Aradım-Sevinç Çalhanoğlu



Künye

*Susan Stewart, Köz, çev. Ahmet Güntan, 160. Kilometre, İstanbul, 2021.

*Sevinç Çalhanoğlu, Her Yerde Seni Aradım, İstanbul Bienali-Şiir Hattı, İKSV, İstanbul, 2022.

Merce Rodereda, Güvercinler Gittiğinde,çev. Suna Kılıç, 2. Baskı, Alef Yayınları, 2018. 

*Laura Makabresku - The Tree - Self Portrait - 2017

*Virginia Woolf, Yaşam Bir Düştür Uyanmak Bizi Öldürür, yayıma haz. Özgecan Şekerci, Destek Yayınları, İstanbul, 2020.



 

 BAHAR 2023, SAYI 19, YABANİLİK İÇİMİZDEDİR

 

 



LAL HİTAY

PERMÜTASYON/KOMBİNASYON12

-2- 

BİÇİMSİZ GİRDAP 

 

“Maori dilinin -hatta dilin değil her yönüyle Maori ifade biçimlerinin- belirleyici özelliklerinden biri, Bütün’ü içinde barındırmasıdır. Maori için dil sadece kavramsal anlamlar barındırdığı (örneğin sözlükte bulabileceğimiz karşılıkları) için değil, bu terimlerin her biri dünyanın bir parçası olan/onun tarafından içerilen maddi durumlar olduğu için ifade gücüne sahiptir. Yani bir Maori terimi doğrudan manevi bir dünyayla bağlantılı gibi kullanılır -insan erişiminin ötesinde bulunan fakat iletişime geçerek her şeyi bir araya getiren bir dünya.” (1) 

 

“…

‘nereden başlasam bir benim için-çok geçmeden yine oraya varırım’

 

der Parmenides. Kadın

bunu düşünüyordu (Parmenides hakkında)

zihninin bir köşesinde bir taraftan fırlatırken kocasına Daima Asla Yalancı

ve kocası tutarken tek elinde Evetle Hayırı

savuşturmaktaydı ki karısının sözlerini-

 

durdular. Sessizlik çöktü. Yabancı yabancı durdular,

adam kapıya sırtını yaslamış

kadın yatağa sırtını yaslamış,

çatışma giderme uzmanlarının bize çıkışsızlık garantisi verdiği o pozda

ve birbirlerine baktılar

ve söyleyecek bir şey kalmamıştı.

…” (2)

 

“… Adamın ağzından tek sözcük çıkmadı.

Kadın, Ah! deyip adamın üzerine yıkılmadı.

Adam, kadının boynundan tutup, sonra

parmaklarını saçlarının arasına sokup

başını kendi başına doğru çekmedi.

Dudakları kadının dudaklarını bulmadı. 

Kadın, Çok mu beklettim? diye sormadı.

Adam, Evet, demedi. Havaya kösnül

hiçbir koku yayılmadı. Hiçbir devinim olmadı.

Hiçbir gidip gelme. Hiçbir ses, hiçbir soluk

çıkmadı. Kadın, Niçin, niçin, niçin ? diye

sormadı. Erkek de onu anlamsız tek bir 

sözcükle yanıtlamadı: Çünkü

Koltuğun üzerindeki kedi uyanmış

gözlerini adama dikmişti.” (3) 

 

(4)


“Dilin içindeki yabancı dilin kendi kıvrımlarıdır, dilin kendisidir en nihayetinde. Her dil işaret ettiği nesneyi öldürür; yerine o şeyle yakından uzaktan ilgisi olmayan bir ses ya da fonetik birim geçer. Şeylerle kurduğumuz ilişki dille dolayımlanır ya da yabancılaşır. Dil kendine özgü ilerleyişiyle, kendine has mantığıyla şeylere isim verir. Bu işi yaparken de dil şeylerin doğasını değil kendi doğasını bize dayatır. İnsan yavrusu bu yabancı doğayı Öteki üzerinde karşılar. Şeylerle kurduğumuz dolaysız ilişki dil üzerinden, Öteki üzerinden dolayımlanır. Bu bir yabancılaşmadır. Dolayımsız ilk ilişkinin dili bilinçdışında kalır, ta ki rüyalar, dil sürçme ve sakar eylemler bizi ondan tuhaf bir şekilde haberdar edene kadar.” (5) 

 

“Çaresizce kederli olduğun bir akşam, bir fiilin gülünç kaçacak kadar yanlış şart kipini kullanırken yakaladım kendimi; doğru Almancanın parçası değildi, doğduğum kasabada kullanılırdı yalnız. Bu sevgili yanlışı bırakın kendim kullanmayı, okulun ilk yılından beri işitmemiştim bile. Karşı durulmaz bir güçle beni çocukluğumun uçurumuna çeken hüzün, bu eski sesin iktidarsız özlemini uyandırıyordu orada. Dil, ne olduğunu unuttuğum için mutsuzluğum beni çarptığı aşağılayıcı utancı bir yankı gibi geri göndermişti bana.”(6) 

 

“… Ben her söyleneni kaydetmeye başladım. İzler yavaş 

yavaş doğa enstantaneleri oluşturdu, bir

hikayenin sıkıcılığı olmadan. Bunu

vurgulamalıyım. Can sıkıntısından kaçmak

için her şeyi yaparım. Bu hayat boyu sürecek

bir görev. Hiçbir zaman yeterince

bilemezsiniz, yeterince çalışamazsınız,

mastarları ve sıfat-fiilleri yeterince acayip

bir şekilde kullanamazsınız, hareketi

yeterince sert bir biçimde engelleyemezsiniz,

aklı yeterince çabuk bir biçimde

terkedemezsiniz.” (7) 




  1. Carl Mika/Önemli Olana Dir Whakapapa Üzerinden bir Maori Nosyonu/17. İstanbul Bienali Artçı Düşünceler 
  2. Anne Carson/Kocanın Güzelliği/XXII. Homo Ludens
  3. Ferit Edgü/Avara Kasnak
  4. Julia Malkova - Collage - 2022
  5. Bella Habib/Dil Tuhaflaşınca/Cogito
  6. Theodor W. Adorno/Minima Moralia/İkinci Hasat. 
  7. Anne Carson/Kısa Konuşmalar/Giriş

 

Künye

*Anne Carson, Kocanın Güzelliği, çev. Aslı Biçen, Metis Yayınları, İstanbul, 2009.

*Anne Carson, Kısa Konuşmalar, çev. Anita Sezgener, NOD Yayınları, 2018. 

*Sevinç Çalhanoğlu, Her Yerde Seni Aradım, İstanbul Bienali-Şiir Hattı, İKSV, İstanbul, 2022.

*Görsel: Julia Malkova – Collage - 2022

*Avara Kasnak-Başıboş/Olumsuz Metinler, Sel Yayınları, İstanbul.

*Carl Mika, Önemli Olana Dair Whakapapa Üzerinden Bir Maori Nosyonu, 17. İstanbul Bienali Rehberi Artçı Düşünceler, İstanbul, İKSV, 2022. 

*Theodor W. Adorno, Minima Moralia, çev. Orhan Koçak-Ahmet Doğukan, 10. Baskı, Metis Yayınları, İstanbul, 2021.

*Bella Habib, Dil Tuhaflaşınca, Tuhaflık ve Yaratıcılık, Cogito, YKY, İstanbul, sayı 72, Kış 2012.  


BAHAR 2023, SAYI 19, YABANİLİK İÇİMİZDEDİR


Hiç yorum yok: