13 Nisan 2017

Mary Kelly. Post-partum document’ı okuma notları


MARY KELLY
Post-partum document’ı okuma notları
KADIN HAREKETİ ÜZERİNE SÖYLEM
Post-Partum Document kad-ın hareketinin teorik ve politik pratiği içinde yerini bulur, bu pratik öznellik ve ideolojik tahak-küm meselelerini ön planda tutar. Daha ayrıntılı bir şekilde söylersek, Document öznelliğin psikanalitik teorisinin üzerindeki ideolojik tahakküm nosyonuyla tanımlanabilir ki bu da bilinçdışıdır.(1) Freud’un bilinçdışını keşfetmesi, insanın bir ideoloji içinde oluşma sürecini teorize etmede can alıcı bir etkide bulunmuştur. Pratik ve öznel olan dışında bir ideoloji yoksa bu durumda ideolojik boyunduruk tümüyle sahte bilinçdışı değildir. İdeolojik olan yalnızca temsil sistemlerine gönderme yapmaz; aynı zamanda politik sonuçları olan,  bir örnek olmayan toplumsal pratikler kompleksine de gönderir bizi. Hatta, bu sonuçların pratiğe tutunan göstergelerin anlamlarına direk bir etkisi varmış gibi de görünmez. Onlar da gösterilenin politik analizine dayanır.(2)
Böyle bir analizin amaçlarına baktığımızda, Post-Partum Document’ın bir anlamlandırma pra-tiği ürünü olduğunu söyleyebiliriz, bu anlamda, içinde kurulmuş olduğu feminist ideolojiyi yansıtmaz ama yeniden biçimlendirir. Bu öncelikle bilinçlilik ideolojisidir- kadın hareketinin major bir bölümünü oluşturacak grupları büyütmek. Document, bir boyutuyla, bilinç-yükseltmenin politik pratiğe yapmış olduğu biricik kat-kıyı yineler, bu katkı genel olarak kadının zulüm görmesinin öznel anlarına vurgu yapmasındadır.(3) Bir başka boyutuyla ise, deneyimin varsayılan kendine yeterliliğine karşı bir tartışma açarak kadınlığın kurulduğu sosyal ilişkilerin teorik olarak detaylandırılmasını ister. Bu anlamda Post-Partum Document hem Marks-izmin hem de feminizmin teori ve pratiğiyle psikanaliz ilintisi üzerinden devam eden bir tartışma görevi görür. Bunun yanı sıra da, bu tartışma Document’ın dayandığı bazı teorik kabullerin altını çizerek patriyarkanın bir eleştirisini içermektedir. (4)
ANNE-ÇOCUK İLİŞKİSİ ÜZERİNE SÖYLEM
Post-Partum Document anne-çocuk ilişkisinin öznel bir anını betimler. Bu ilişkinin analizi, çocuk bakımı ve doğumun maddesel pratikleri ile ya da onun içinde işleyen ideolojiyi anlamak için çok önemli. Bir çocuğu beslemek ya da giydirmek, ona okumayı ya da yazmayı öğretirken kullanılan işaretler sisteminin değiş tokuşuna dayanıyor. Onların bu bilinçaltı söylemi bile “bir dil gibi kuruluyor.”(5) Bu da öznelerarası ilişkilerin özünde toplumsal olduğunun altını çiziyor.
Daha kes-in söylersek, her toplumsal pratik genel bir sosyal kanunun spesifik ifadesini ortaya koyuyor ve bu kanun, dilin içinde verili olan bir sembolik boyut. (6)
Ataerkil düzende, fallus bu sembolik boyutun avantajlı göstereni haline gelir.(7)  Özne dile girdiği anda bir “eksiklik” ilişkisi hasıl olduğu halde, verili olan sosyal biçimlenişte patriyarkal ilişkileri yeniden üreten anlamlandırma süreci ya da sosyal pratikler anlamında spesifik olarak kadının “negatif yeri”nden bahsetmek mümkün olur. Doğumda annenin bu negatif yeri çocuk onun için fallus olabildiği ölçüde önemsenmez.(8) Bu hayali ilişki çocuk bakımının sosyal pratiği ve ideolojisi boyutunda yaşanır, cinsel işbölümünün kaçınılmazlığı ve anneliğin doğal kapasitesi bunun kanıtıdır. (9)
Memeden kesilme, konuşmayı öğrenme, yuvaya gitme gibi bu belirli anların dokumentasyonu sosyalizasyon sürecinin karşılıklılığını ortaya serer, çünkü öznelerarası bu söylemde sadece çocuk değil anne de bir özne olarak kurul-uyordur.
KADININ SANAT PRATİĞİ ÜZERİNE SÖYLEM
Post-Partum Document kadının sanat pratiğindeki “problematiğinin” bir kısmını ortaya koyar. Bu problematik kadın sanatçıların görsel yazılarının semptomik olarak okunmalarını içerir. Bu okuma, yokluk ve varlığa aynı ölçüde dayandığı gibi, “feminen” dünyanın dilin ve kültür düzeninin negatif anlamlandırmasıyla sınırlı olduğunu ortaya sürer. Dilin ve patriyarkanın kesişmesi dolayısıyla feminen olan metaforik bir şekilde heterojenin, adlandırılamayanın ve söylenemeyenin tarafında kalır. Ve kadınların sanatının radikal potensiyeli kesinlikle bu çakışmada yatar, çünkü, feminen olan ne kadar söylense, o kadar çok yıkıcı, altüst edici olur.(10)
Ne var ki, Post-Partum Document kadın kültürüne ne bir kazı çalışması ne de kadın bedenini ya da kadınlık deneyimini yüceltmedir, ama feminen olana söylemsel olarak tercüman olma girişimidir;  ve böylelikle dişi özneyi kuran öznelerarası ilişkilere vurgu yapar. (11) Genel olarak kadınların sanat pratiğinde, obje olarak özellikle kadının kendi bedeni ya da kendi kişiliğini ön planda tutan bir anlamlandırma biçimi yaygındır. Document’da, yabancılaşma anlamında anne görünür bir durumda değildir. Bu anne-çocuk ilişkisinin öz-dokumentasyonu yani bu durumda ben ve oğlum arasında olsa da, Post-Partum Document otobiyografik öznenin aşkınlığını, birliğini tanımlamaz, daha çok, bu karşılıklı söylemin sosyal olarak kurduğu merkeziyetsiz özneyi tanımlar. Ve üstelik, özne temelde bölünmüştür.  İki tarafın da özelliklerini barındıran bir bilinç/bilinçdışı yarılma mevcuttur: bir tarafta imleyen işlemler ve dürtüler, diğer yanda üret-im biçimleri ve aile yapıları gibi sosyal kısıtlamalar vardır.(12) Document’da kullanılan anlamlandırma aracı yazı-görsel ki böylece o yarılmadan kalan boşluğa eklemlenilsin. Bunun amacı da bilinçdışı sürecin imleme pratiğine nasıl doluştuğunu ve dilin sistematik düzenini bölmek ve aynı zamanda sembolik düzenin kadın için zorluğunu  göstermek.
Post-Partum Document’daki sanat objeleri fetiş objeler olarak kullanılıyor: açık bir şekilde çocuğun olası fetişleştirilmesinin dep-lase edilmesi ve imalı bir şekilde de temsiliyetin tipik fetişist foksiyonunu teşhir etmek.(13) Lekeli astarlar, katlanmış yelekler, çocuğun işaretlemeleri, kelime bas-kıları, temsiliyetçi sanatın tüketim statüsü düşünüldüğünde minimum düzeyde bir imleme değerine sahip ancak bilinç-dışının libidinal ekonomisi içinde maksimum bir dokunaklılık değeri var. Bunlar, psikanalitik anlamda duygu yatırılmış anı izlerinin “temsiliyetleri”.(14) Bu izler, günlükler, konuşma etkinlikleri, beslenme çizelgeleri ile bir bütün olarak annenin yaşamış olduğu deneyimin söylemini kurar.  Aynı zamanda feminist analizin söylemini kuran diagramlar, logaritmalar ve dipnotlarla ilişki karşıt bir şekilde oluşturulmuştur. Enstalasyon bağlamında bu analiz tam da Post-Partum anını teorize etmek değil ama daha çok ikinci bir gözden geçirme sürecini tanımlamak. Bir anlamda, bu metnin sürece dahil olması bir niyet topolojisi olduğu için değil ancak  Document’ın sonuçlarının hem bastırma hem yeniden aktive olmasıyla söyleminin yeniden yazılmasıdır.
Dipnotlar:
1. Post-Partum Document, 1974’de Juliet Mitchell’in kitabı, Psychoanalysis and Feminism’in ardından gelen tartışmalarla yakından ilişkilidir ve aynı zamanda özellikle Mayıs 1976’da Londra’da düzenlenen Patriyarka Konferansı’nda teorik bir eğilim olarak göze çarpan Freud’un Lacancı okumasıyla. E-kim 1976’da ICA New Gallery’de Post-Partum Document sergisi sırasında Psychoanalysis and Feminism başlıklı bir seminer düzenlendi. Psikanalizin ideoloji, kadınlık psikolojisi ve sanat pratiği ile bağının tartışıldığı ve benim de Parveen Adams, psikoloji okutmanı, Brunel University; Susan Lipshitz, psikolog, The Tavistock; yönetmen Laura Mulvey ve yazar Rosalind Delmar ile birlikte katıldığım panel.
2. Paul Q. Hirst, “Althusser’s Theory of Ideology,” Economy and Society 5 (November 1976), s: 396; “Temsiliyet” bölümüne de bakın, s:. 407–411.

3. Rosalind Coward, “Sexuality and Psychoanalysis,” basılmamış sayfa, 1977.

4. Bu tartışmanın faydalı bir özeti için bknz: Editorial Collective’in “Ideology and Consciousness 1’deki  (May 1977) “Psychology, Ide- ology, and the Human Subject”üzerine makalesi s: 5–56. Bu eleştiri yazısı Lacan’ın “dilin evrenselliği”ni kabul edişiyle ilgileniyor, Luce Irigaray, Speculum de l’Autre Femme (Paris: Editions de Minuit, 1974). Ayrıca bknz:“Kadınların Sürgünü:Luce Irigaray ile söyleşi,”çev: Couze Penn, Ideology and Consciousness 1 (May 1977), s:62–76.
5. Bknz: Jacques Lacan, “The Insistence of the Letter in the Unconscious,” Structuralism (New York: Anchor Books, 1970), s:. 287–323.

6. Julia Kristeva, “The System and the Speaking Subject,” Times Literary Supplement (October 12, 1973).
7. Sonuçların cinsiyet farklılığı yönünden ayrıntılandırılması için bknz: Jacques Lacan, “La Signification du phallus,” Ecrits (Paris: Editions du Seuil, 1966), s. 685–695.

8. Yanlış tanıma (Misrecognition) burada özellikle Lacancı anlamda: “yanlış tanımanın fonksiyonu egoyu bütün yapılarında karakterize eder, bu ideolojik bir tanı-mama değildir.”
Bknz: Jacques Lacan, “The Mirror Phase as Formative of the Function of the I,” New Left Review 5, vol. 47–52 (1968), s: 71–77.

9. Cinsiyetçi işbölümü kadınların ev içinde, adamların dışarıda olduğu simetrik bir yapıda kurulmaz, ama daha çok dolambaçlı, heteroseksüelliğe zorunlu bir yapı oluşturacak şekilde  çoğu zaman asimetrik bir görev dağılımıdır. Mary Kelly, Post-Partum Document, “Footnotes and Bibliography,” (ICA New Gallery, 1976), s: 1
10. Bknz: Julia Kristeva, “Signifying Practice and Mode of Production”, La Traverse ́ e de Signes (Paris: Editions du Seuil, 1975), çeviri, giriş: Geoffery Nowel-Smith, Edinburgh Magazine 1 (1976).

11. “Sanat ve Cinsiyet Politikaları”nda kadın sanatı pratiğinin anlamlandırma form/araçlarını, ‘feminen narsisizm’in temelini oluşturan yapılar üzerinden tanımlamıştım, bunu da metaforik olarak Freud’un “Narsisizm Üzerine: Bir Giriş”indeki (1914), Collected Papers 4, s: 47 narsisistik obje seçimine dayandırmıştım. Bknz: “Women’s Practice in Art,” Susan Hiller ve Mary Kelly söyleşiyor, Audio Arts 3, no. 3 (1977), and “Women and Art,” Studio International 3 (1977).
12. Julia Kristeva, “The System and the Speaking Subject,” Times Literary Supplement (12 Ekim 1973), c. f. öznenin bölünmesi, Marcelin Pleynet, “de Pictura,” çev. Stephen Bann, 20th Century Studies (Aralık 1977).

13. Bknz: Stephen Heath, klasik sinema ve popüler fo-toğrafta fetişizm ve ‘temsiliyet’ üzerine,  “Lessons from Brecht,” Screen 15 (Yaz 1974); ayrıca bknz: Laura Mulvey, “Görsel Haz ve Anlatı Sineması” Screen 16 (Sonbahar 1975). http://www.filmmor.org/default.asp?sayfa=65
14. J. Laplanche ve J. B. Pontalis, The Language of the Self (London: Hogarth Press, 1973), s: 200. Freud’a göre, fikir/sunum/temsiliyet, bilince objeyi sunma eylemi olarak değil de objeden gelen ve anımsama sistemleriyle ifade bulan olarak anlaşılmalı, a.g.e., s: 247, anı izi/anımsama izi Freud tarafından olayların hafızaya kaydolduğunu göstermek için kullanılıyor ki bu izler farklı sistemlerle tutuluyor ve duygusal yatırım esnasında yeniden aktive oluyorlar, a.g.e., s: 62, duygusal yatırım, bir fikre ya da bir grup fikre, bedenin bir parçasına ya da bir objeye bağlanan  belli miktarda bir fiziksel enerjiyi gösteren ekonomik bir kavram.
Bu metin Post-Partum Document (PPD) I-III (1976) sergisi esnasında Londra’daki“Institute of Contemporary Arts” yer alan “Psikanaliz ve Feminizm” semineri için yazılmıştır. İlk olarak Control Magazine’de yer almıştır,  no. 10 (1977), s: 10–12.


Çeviren: Anita Sezgener

cin ayşe 12,  kısmetse kavramsal dosyasından

Hiç yorum yok: