Bütünün parçalar ile bir ilişkisi olduğu kesin, ama tam da emin olamıyorum. Bütün dediğim “ben”, hangi parçalarımın hangi şekillerde yanyana gelmesinden oluşuyorum? Mesela şu anki iç uğultumu ele alalım, içim uğuldarken bütünümün bunu yansıtmıyor olması, kimi parçalarımın sanki herşey yolundaymış gibi devam ediyor olması; yani benin aslında ben ve ben olmayanlardan da oluşuyor olması gibi bir yapı çıkarır mı ortaya? Peki ben uğulduyorsam bu bende nasıl yankılanır ve dışarıdan nasıl duyulur? Aniden bulutlardan sıyrılan ve kendini apaçık belirgin kılan güneş, karşıki camlardan bana yansıdığında ve tam o sırada,çenesinden uzanan örgülü beyaz sakalı, turuncu üniforması ve etrafa kitap okur gibi bakan adamın çöpü boşaltmasına tanık olduğumda, bu hayatın benden de geçen iç örgüsü bir parça görünür olduğunda ve tüm bunların kaydını tutup, yazma çabası içine girdiğimde bütünleniyor olabilirim. Sabah uyandığımda farkettiğim kasılmış çenemi, hafif hareketler ile oğuşturduğumu ve bu sırada bulut içinden beliren yarım ayı da gördüğümü unutmadan tabii. Çöp kutularını toplamak, çöp kutusunu arabaya yerleştirmek, arabanın otomatik bir hareketle çöp kutusunu kendisine çekmesi, çevirmesi, boşaltması, geri bırakması, turuncu üniformalı adamın boşalmış kutuyu yeniden dolması için apartmanın avlusuna bırakması, Berlin’de avluların hem ağaçlı hem de çöp kutulu olması.
Peki o adama ne demeli, sanki eş zamanlı sadece ikimizin denk geldiği bir an varmış gibi,
22.02.2022 / berlin
CİN AYŞE 17, YERLEŞME DOSYASI, BAHAR 2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder