Çağdaş Erçelik yazıyor heykelin tabelasında; çıkarken köşede kalmış heykele gözüm takılıyor. bir heykel nasıl yerleşir? nasıl yerleşemez? yaklaştıkça başka bir doku beliriyor. Yaşam Şaşmazer’in heykellerini andırırcasına kabarmış yer yer. kesiklerine, göz oyuğuna salyangozlar yerleşmiş. heykel yerleşsin ya da yerleşmesin; salyangozlar oyuklara yerleşmiş. temsili kıran, temsili çatlatan bir yerleşme salyangozunki. bir resmin üzerine yapışmış, gözenekleri doldurmuş toza bakmak gibi resmin içeriği yerine. malzemenin kendisine. bir malzemeye yerleşmek. betona. taşa. ağaca. bazıları daha yerleşmelik. zihne yerleşmeler, rüyaya yerleşmeler var ki, izi gider sonsuza. yerleşimler yıkılır, dağılır, yakılır, parçalanırken, yatacak yeriniz kalmasın beddualarını alanların pişkin pişkin yerleşmeleri var ki kamera önlerine. kov onları alma içine. sandalyenin ucuna ucuna oturma, yerleş. hayata yerleş.)
Galatasaray Lisesi’nin önünden Şadi Çalık heykeline. bir heykelin önüne nasıl yerleşilir. her hafta. yıllarca. yüzyıllarca. ordan başka bir sokağa daracık. nereye ötelerlerse ötelesinler o kolluk kuvvetlerinin çevrelediği heykelin oraya öyle bir yerleşmiş ki Cumartesi anneleri ve yakınları, sen yok sansan da oraya sinmiş kokusu çıkmaz. öyle bir yerleşme ki. zihne, kalbe, rüyaya, kabusa, dualara, nesiller boyu devam eden mücadeleye, elle tutulmaz gözle görülmez şeylere yerleşmelerden bahset bedenini tüm kaslarını sal rahat bırak yerleşsinler bulundukları yere. bir deri bir kemik nasıl yerleşir. bir tilki bir kurbağa. taşınan bir botanik bahçesi. bir botanik bahçesi nasıl taşınır. kaç gingko ağacı var orada? Süleymaniye’de iki gingko. Cem Karaca’nın ceviz ağacı.:. İstanbul Üniversitesi Botanik Bahçesi’nin Gingko’su. hani Hiroşima bombasına dayanmış; neslini devam ettirmiş ağaç. hani hafızaya iyi gelen. hani yerlerinden edilmek istenmeyen öğencilerin de sarıldığı ağaç.
sarıldığını tahmin ettiğim. Gata’nın bahçesindeki ağaçlara kuşlar dönüyor bu aralar. kuşlar döndüklerinde dımdızlak kalıyorlar ya bazen. bakmışsın artık bir havaalanı. bir otoyol. bir alışveriş merkezi. yatacak yeriniz olmasın diye beddua ettiniz mi hiç. zeytin ağaçlarını yerinden edenlere. burda ve dünyanın her yerinde. bir süreliğine bir yerde duran bir varlık ordan kaldırıldığında enerjisi bir süre daha orda kalıyor ya. korkmalılar o enerjiden. AKM yıkımı boyunca açığa çıkan enerjiden korkmalılar. salyangozlar oyuklarda ilerlerken, hayaletler de musallat olmaya geliyor; çok ahını aldınız. çok. bir bırakamadık kasları yerçekimine. sandalyenin ucuna ucuna. bir şeyin kenarına kenarına. pazarın kapanış saatindeki ucuzluğun ucuna ucuna. daha ne kadar ucundan yerleşilir hayata. kayın da yerleşelim dediklerimizin zihnimizde kapladığı yere yazık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder