16 Ağustos 2007

de-ney

daire mi, zikzak mı?

ısırganla başladı güne Madam Fari. Kendi çevresinde kaç kez dönebileceğini kestirmeye yani rutin sabah egzersizine başlamadan önce çaldı kapısı. Ulağın varlığı düdüğün o iç gıcıklayıcı sesi ve derin orman kokusundan başka bir şey değildi. Ulak açık renkli bir ormandan getirdiği koyu renk, benekli mantarları -ki madam Fari onları yazı masasının altındaki mahzende alıkoyacaktır- kıskaçlı bir gülümsemeyle uzattı ve kaçıncı sayfaya gelebildiğini sordu.Madam Fari sessiz sedasız masaya yöneldi, yakın gözlüğü için çekmeceye uzanırken bir kez döndü çevresinde. Ulak öne atılarak zikzak bir okumayla alacağı yolu dairesel bir okumayla almayacağının ısrarına girişti. Her zaman yaptığı gibi Madam Fari ulağı küçük bir kaş hamlesiyle uzağına iterek zikzakların kitaplara zarar verdiğini söyledi.
Haftada bir gün tekrarlanan bu tek taraflı azar oyunu- ulak buna düello dese de- ulağın kapı dışarı edilmesiyle son bulacaktı ve Madam Fari soyadındaki F harfinin gururuyla ısırganını içmeye kaldığı yudumdan devam edecekti. Hafif bunluk ulağı bir sonraki hafta aynı şekilde karşılayacak ve aynı düellonun-ki ulak bu kelimede ısrar edecek-yine aynı şekilde sona ermesi mümkün olacaktı.

Madam Fari ve ulak inatlarının orta noktalarını bulsalardı kitabın bu bölümü aşağıdaki şekilde okunur.
................muydu?

kuş kav galarını sey rederim bükreşli nin bahçesi nde adaçayı limon lu bol safra suyu emekli ler oturur ilik bozması göğe dilini sarkıtanlar bükreşli delirdi di ye gen iş bulv arların yok lu ğundan a cımtırak bulur um kendi mi ıh la mur mu pardon ama yok şu an kırılgan bir hayat a baş lama ya yok gönlüm son ra gelir mi yav aş ya vaş aklıma diğer deli rmişler bilmem Eren köy’deki buruk iske lede çingene bir kadın ve adı ne ydi çok un utuk kocası sarp
ell i emziği çekin ce ağzımdan ağlardım balık sız bir çocuğun aklını sür düler iplikler kaldı gün ışığında fos for layan
nasır tutu lur tabii nası l tut ulmaz bit yeniği bu çocuk bak dağını k bir yerinden yapışmazsa gü ne beden in atacı bozulur

dön düm geldim bahçeye nargi lesiz bükreşli istenmeden getiri yor çayları kocasına göre daha az un utuk kadın ardın da sırıtıyor demliğin göm leğinin
kopçasına dert an latmaktan yorgun
son ağları da attılar masalara kapandı kahve inlemesiyle un utuk kadının ve çocuğun aklı geri gel me me cesine yitik
narin bir mat ematik problem inden kaldırdığı eliyle vurduğ unda kurtl anması başlar evle rin
çocu kun ze kası yiter
adı törense anılar da kurtlanır an alar da

anita sezgener

Hiç yorum yok: