þ SU
biz geçtiği yere nem düşüren
salyangoz adımları
her yerde seni arıyorduk tefnut
taşlar sektiriyorduk tenimizin zarında
itiraz ediyorduk yekvücut
sualtı infaz kurumlarına
kendini ikiye bölmeyen
denizkızları
reddediyorlardı bacaklarını ayırmayı
bize evrimi anlatıyorlardı tefnut
‘görüldü’ mühürlü mektuplarda
siyasi suçluydu denizkızları
bir an evvel bırakılmaları lazımdı
canımız fena sıkıldı tefnut
karnımızdaki nehir
bu yıl da taşıp inceltti yerkabuğunu
denizkızları şahittir:
genişleyip çatırdattık
şeklini almadığımız kapları
eksilmedik cesedimiz buz kestiğinde bile
dağılmadık
biz kaynamadan ısındıkça
azaldı gövdemizin yüzey gerilimi
belirlendi hudut
biz bardaktan taşmayan damlalar tefnut
biz birbirine sıkı sıkı tutunan
kadınlar
þ ISI
bize kapılar gerek tapati bize tenler içeriler
peşimizde soğuk duman kar tozları
onlar bilmese de tapati
feminist bir devrimdi ateşin bulunması
çünkü kaçmamız lazımdı
ısınacak evler kurmamız
kutuplarda kalmalıydı
kırmızı yosunları örten
karpuz kar
kendimizi savunmamız lazımdı
bu yüzden güzelce sallıyoruz bulutları günberi vaktinde
dökülmedik toz kalmasın diye dibinde köşesinde
çamurlu izlere basa basa
yürümeyi öğreniyoruz
tenimiz kuru buz tapati
yakıyor dilini değdireni
þ BESİN
bizi görmek istiyorlarsa demeter
biz pazarlarda tezgah altlarında
doğum sonrası kordon başında
kara haber kapılarında
topluyoruz yaşamlarımızı
acı çekmesinler diye evlatlarımızı
biz öldürüyoruz açlıktan önce
katili biz biliyor herkes nedense
bizi bulmak istiyorlarsa demeter
biz nemli yapışkan köşelerde
tarlalarda mülteci mahallelerinde
bodrum katı dairelerde
başkaları doysun diye
çalış allah çalışıyoruz
çalış allah çalışsınlar diye
yarım yamalak büyütüyoruz
öldürülmemiş evlatlarımızı
bizi yutmak istiyorlarsa demeter
biz hapishanelerde fabrikalarda evlerde
eylemlerde sokaklarda açlık grevlerinde
ısındıkça ısınıyoruz
þ BARINMA
bir bizi sığdıramıyorlar vesta
çok boyutlu düzenlerine
etimiz azalsın istiyorlar
belimiz daralsın sesimiz kısılsın
biz biraz da bu yüzden
etli bir direniş olsun diye
kesmiyoruz hamur işini
sahipleniyoruz doldurduğumuz hacmi
borçlu değilken hiçbir gezegen
aynı hızda dönmeyi birbirine
biz içinde
kadınlığın ağırlığını taşıyanlar
yepyeni kütle çekim kanunları buluyoruz kendimize
biz her yerin üçüncü dünyası
biz günü tekrarlara bölen
zamanı emeğiyle ölçen
gülerken ağzını örten
kabukaltı insanları
hacim diyorlar vesta eşittir taban alanı çarpı yükseklik
biz yeraltında
tabansız yükseksiz gezinenler
kıkırdıyoruz bunu her duyduğumuzda
dünyaya gelmek eski bir şaka aramızda
sığınmak için değil vesta var olmak için
ihtiyacımız var boşluklara
þ HAVA
bize canavar diyorlar ninlil
bizi isimsiz koyuyorlar
dileklerimizi söküyorlar ağaçlardan
ağaçları gömüyorlar
ayak izlerimizi ölçüyor nefes tüccarları
bize nefes bırakmıyorlar ninlil
üflenecek rüzgar düşecek yaprak
bize kalp masajları yine
bize sayılı kan dolaşımları
tersyüz ediyorlar bitkileri ninlil
saçılıp dökülüyor betonlara
hücre duvarı çiçek tablası klorofil
bilmiyorlar biz mezeköyde zeytinliklerde
kızılcaköyde sefaköyde incir bahçelerinde su diplerinde
biz savrulup saçıldığımız her yerde
biz nefesten kesileceksek bile
koyacağız adımızı ninlil
yaşayacağız
Cin Ayşe 18, ihtiyaç listesi, güz 2022
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder