23 Aralık 2022

ELVİN EROĞLU. Temellendirilmiş 7 ihtiyaç.


 

 

1.

Bir yanık kremine her zaman ihtiyaç vardır.

Dün sabah kettledaki su kaynadıktan sonra 

kapağını düğmesine basıp açmaya çalıştım.

Sıcaktan terleyen kapak kireçlendiği için açılmadı.

Ben de, sağ baş parmağımla kettle’ın düğmesine basarak, 

sol işaret parmağımla da bir itki gücü yaratmak için 

suyun aktığı bölgeden kapağı kaldırmaya çalışıp parmağımı yaktım.

A.’nın eve geldikçe doldurduğu,

onun sayesinde bazı temel ihtiyaçların, 

parol, ateş ölçer, sargı bezi, yara bandı, baticon’un mevcut olduğu,

bir ecza çekmecemiz var.

Ayrıca,

Benim için 500 mg bir Buscopan

için bir Muscoflex.

Kettle,

onun için bir kireç söker lazım.

Epeydir lazım,

her ısındığında terlediğinden,

biraz yapış yapış oluyor sanki diye düşündüğüm çok oldu.

Bir iki kere de kireç söker kullandım

ama biraz tembelim galiba 

ya da neden sadece ben umursuyorum?

Onun umursama noktasına değeceği zamanı bekleyeyim diyorum.

yavaş bir çekim hızında,

üzerimdeki sorumluluğun bir silkinmeyle 

etrafa partiküller olarak dağılmasını izliyorum.

 

ihtiyacım var cümlesini ev içinde çok kullanmaya başladığımı fark edince,

ihtiyacım var yerine ihtiyarım ben demeye başladım.

                                            İhtiyacım var= ihtiyarım ben

Böylece gergin havayı henüz odaya yayılmadan dağıtıyorum,

durumları tiye alıyorum.

Bunu daha sık yapabilmeye de ihtiyarım ben.

 

 

2.

Daha temiz, kırıntısız bir yer yüzeyini, 

sürekli tetikte, akıllı bir cihazın varlığını hayal ediyorum evde.

Hani şu robot süpürgeler var ya,

düşündüm çaresi olur mu diye,

salon ikiye ayrılıyor ortasından bir merdivenle, çat pat iki kat

ama merdiven de merdiven 

dünyanın en küçük ve en kısa merdiveni,

benim dünyamın.

Daracık bir yer yüzeyine sahip salonun iki yarısı, 

resimler, mobilyalar ve kitaplarla dolu.

Evet tam olarak böyle,

o yüzden daracık bir yer yüzeyi kalıyor geriye.

Dar bir koridor, gene resimlerle dolu 

ve ayakkabılığı geçince küçük bir koltuğu sollayıp mutfağa varabiliyorsun.

Mutfak, her şeyi kapsayan yoğun ama yer yüzeyi küçük bir alan.

Robotun evde çalışmaktan en keyif alacağı yer yatak odası olurdu bence, 

kare bir odanın içinde bir U harfini git gel yapmak onun için kolay olurdu herhalde,

ama gene de benim koşullarımda pek işe yaramaz diye düşündüm.

Daha akıllı, daha ergonomik, daha işlevsel 

ve ağır olmayan sabit eşyaları yerinden oynatıp 

detaylıca silip süpüren bir teknolojiye ihtiyacım var.

 

3.

Kendimle ilişkimde de ihtiyacım olan, 

tamamlanması, karar verilmesi, harekete geçilmesi gereken şeyler var.

Her zaman var, 

önemleri, sıralamaları, konuları sürekli değişerek.

Bence herkesin kendine ait, 

bir diğerinin bir diğerine benzemediği, 

tek, eşsiz bir Allah’ı da olmalı.

İhtiyaca göre özellikler yüklenmiş, kişisel bir Allah,

böylece kimse kimsenin Allah’ına karışamaz.

O kadar çok insan o kadar çok insanın Allah’ına karışıyor ki,

toplu bir kaos ortaya çıkıyor sürekli.

Kişisel bir inanca saygıya oldukça ihtiyacım var.

 

4.

Yaralarını taşıdığım, her zaman her yerde suçlu biri olduğumu 

düşündüren hatalarım var.

Onlara hata demek kolayıma geliyor,

ben tembel biriyim galiba.

Biliyorum ve başıma geldiği için farkındayım,

bir sonraki hayatıma, düzeltme şansımın artık asla olmadığı bir karma bıraktım.

Zamanın bazen geçmekten daha marifetli, 

oturmaya benzeyen bir özelliğe sahip olduğunu, 

böylece hatırlıyorum artık.

Bu yaşamın,

yaşımla beraber bana kendini nihayet gösteren gizlerinden biriydi bu.

Bu anları düşünebilmeme olanak veren, 

kendimle baş başa zamanlara ihtiyacım var.

 

5.

İçimde asla susturamadığım, 

inkârcı, kafası karışık, endişeli, tedirgin, 

gene de iyi düşünmeye çalışan, 

belki böyle kendini kandıran,

bak hâlâ bundan şüphe duyan bir yumru var.

Korku da var, kaygı değil,

beklenmeyen bilinmeyen bir şey değil.

Bir boşvermişlik

epey aptalca ve hayalperestçe,

beni ben yapan bu değil mi,

gene de ihtiyaç duymalı mıyım çoğu kez kendime?

 

6.

Şimdi, ihtiyaç duyuyorum bir nesneye, kişiye, canlı ya da cansız, 

uydulu ya da uydusuz.

Özlüyorum ama her ihtiyaç duyduğum, bana iyi gelecek değil ya,

bazı ihtiyaçlar kötü gelir.

Zaman, para, hayal, kuşku, gerçek, güç,

bunlar muallak ve kaybedilmeye bu kadar yakınken,

sadece bir şeye karşı kuvvetli istek duyma hali,

bence tehlikeli ama insani,

tehdit veren 

ama doğal, olağan, 

hep, gri.

Bu yüzden,

benim için bazı ihtiyaçlar, 

irademi kullanmakta zorlandığım bir cereyan çarpması.

Onları bu cereyan çarpmasından kurtarabilir miyim, 

bilmiyorum.

Bunu yapabilecek sağduyulu akla ihtiyacım var.

 

7.

Bu adaletsizliği, her yerdeki, her an var olan,

bu adaletsizliğin bitmesine de ihtiyacım var.

21. yüzyılda insan yaşamını ikiye katlayacak 

buluşların yapıldığı, yapay zekâların, kuantum yazıcılarının 

çağında ayıp değil mi sürekli aklımı meşgul eden bu kötülük?

Bugün Karaköy’de daha önce içine hiç girmediğim, 

büyüklüğü dışında dikkatimi daha önce çekmemiş kitapçının 

camlarında asılı bir flama gördüm.

Mücella Yapıcı ve Can Atalay’ın mahkemede çekilmiş fotoğrafının 

üzerinde “KARANLIK GİDER GEZİ KALIR” yazıyordu.

O an tekrar hissettim,

bilgiye, doğruya, bilime, ifadeye, güvenliğe, 

sevgiye, diyaloğa, paylaşmaya, dürüstlüğe, 

eşitliğe, iyiliğe, hakka ihtiyacım var.



Cin Ayşe 18. güz 2022. ihtiyaç listesi

Hiç yorum yok: