9 Nisan 2023

NİS TUĞBA ÇELİK. Monat Biliş

 

Okumayı bilmeyenin elinde tuttuğu zarfın içinde kâğıt parçası. Bir mektuptur.

Aşıktan/aşktan çok uzaklardan gelen (uzaktan olmalıydı, öyle dedi, Dionysos’tur o çok uzaklardan gelir; yıkar, parçalar, dağıtır sonra da gider.)

Dedim mi, bilmez okuma yazmayı. Sesi çıksa bağıracak. Sokak gürültünün hamur kazanı. Kaldı mı okuma yazma bilen. Şu elimdekinin dermanını bana anlatacak kimse. Bu harfler, harf mi denir buna? Sesi katmıyorum, anlaşalım dudağınızı kıpırdatsanız da yeter.

Yaşatmak istedim, öldürmek değil. Dövüş horozuydu. Düpedüz horozdu. Horoz’a horoz diyen, böyle demekle kalmamış. Küçüktü karton kutunun içinde. Dövüşmek şöyle dursun. Eve aldım. Battaniyelerimin arasına sardım, avucumun içinde ısıttım. Ben de, o da çok küçük olduğumuz için. Henüz büyük olmanın ne demek olduğunu bilmediğim için kapladığımız yer kadar onunla aynı bile sanıyordum. “Kız”dım. Büyüyünce onun gibi “dövüş kızı” olurum sandım. O öldü ben nefes almaya devam ettim. Kız bile olmadım. Başka sığınacak yer yok. Tekrarlıyorum. Yaşatmak istedim. En sıcak yeri aradım, acilen, en çabuğundan, boynu biraz daha sağa doğru kırılmadan, bakışları tam bakış olsun diye, ince göz kapakları biraz daha ısınırsa diye. Tekrarlamakla yükümlüyüm. Isıtmak istedim, öyle olursa yaşardı. Sıcak-Soğuk oyunu oynamak gibi. Acilen harlı bir yer aradım. Buldum. Evin-pişiren yeri- fanları gürültülü. Yaşatmak isterken son kez elime aldığımda boynunu tutmak için çok uğraşmam gerekti. Uzadıkça uzadı. 

Tekrarlıyorum (Öldürmek değil)

Harfleri yaşatmak istiyor. Nasıl olursa. Elinde bir kâğıt parçası. Duymaya yürüyor, arıyor. Yaşatma arzumun/ölüme tahammülsüzlüğüm kimseye yakıştıramayışım. Yaşatmaktan başka bir şey bilmediğim yerlerimde bir çocuğun ölüme mahali var. En derinlerinde kim?

 İmgelerin çarpıp çarpıp buruşturduğu zihnimde mahaller var… 

Sonunda okuyacak birini buldu.(Buster Keaton diyordu, seyirci ne yapabileceğimi tahmin etsin ki, onları şaşırtabileyim.) Buyrun, dedi. Yol verdi. 

İki kişilik yer yok hiçbir yerde. Kaldırımın her bir cihetinde kıvırta kıvırta elinde püsküllü arabası şimdi önde olan o. Bakakaldı. Omuzları oynak, elleri dolma dolma parmak. Bu kaldırım onları bir araya getirdiyse, belki bir süreliğine- yine de unutulmak üzere. Kutsaldır. Okumadı. 



CİN AYŞE 19, BAHAR 2023

Hiç yorum yok: